Farklı Bir Davet Yöntemi: Acıdan Sakındır; Faydaya Odaklan…

Bir insanı mutlu eden şeyler nelerdir? Hiç bunu sordunuz mu kendinize? Eğer cevabınız evet ise merak etmeyin hiç de yalnız değilsiniz. Çünkü tarih boyunca bu sorunun cevabı aranmış, filozoflar ve bilim adamları da bu konuya çok kafa yormuşlar.

Eski Yunan filozoflarından biri olan Epikür (Epicuros), “haz almayı” mutluluğun temel gereği olarak tanımlamış. Kendi hayatındaki uygulamalarında ise haz almanın insanı yeterince tatmin etmediğini göstermiş, dünya zevkleri olarak tanımlanabilecek pek çok şeyden uzak durmuştur. Bu kapsamda mütevazı bir hayat sürmüş, şehir dışında dostlarıyla birlikte sebze – meyve yetiştirerek ve felsefe yaparak yaşamıştır.

Hak Ettiğini Yaşamak İsteyen Değişim İster

İngiliz ahlak filozofu Bentham ise felsefe tarihi ve siyasi düşünceye utilitarizm (faydacılık) kavramının girmesini sağlamıştır. Ona göre, insanlar sürekli eylemde bulunurlar ve insanların harekete geçmelerinin en itici gücü ise haz ve acıdır. Bentham’ın fikirlerini kısaca açıklamak gerekirse, herhangi bir durumda herkes kendi hazzını, mutluluğunu ve en nihayetinde faydasını arttırmak ister. Bununla birlikte; kötülükten, acı ve mutsuzluktan kaçınmak için de çaba gösterir.

Bu konuyu network marketing açısından incelemek isterken bu kez karşımıza ünlü nörolog, psikiyatr ve yazar Viktor E. Frankl çıkıyor. Onun “İnsanın ihtiyaç duyduğu şey gerilimsiz bir hayat değil, hak ettiği amaçlar uğruna mücadele etmesi ve savaş vermesidir.” demesi bu konunun önemini daha da arttırıyor olsa gerek. Zira hak ettikleri hayatı yaşamadığını düşünen ve hak ettiğini yaşamak isteyen insan, bir değişim ister ki bu da mevcut şartlarda network marketingde fazlasıyla var.

Görüyoruz ki, insanlar doğaları gereği farkında olsalar da olmasalar da faydalarını düşünür ve ona göre hareket ederler. Bir networker ise günü birlik hedeflerden, kısa süreli çıkarlardan ya da günü kurtarma duygusundan uzak hareket ederse uzun süreli bir iş ortaklığı kurabilir.  Kendi çıkarının zerresini bile düşünmeden hareket edebilenler, network marketing sektöründe uzun vadeli başarılı olmayı da garanti ederler.

Başkalarının Faydasına Odaklanmanın Önemi

Bir networker, kendi çıkarını düşünmeden karşısındakinin faydasına odaklanırsa gerçek başarıya ve gerçek başarının hazzına erişebilecektir. Karşıdakinin faydasını düşünmek; hem vicdanen hem de aklen rahatlamanızı, yaptığınız davetin, sunumun, takibin dolayısıyla işinizin daha başarılı olmasını sağlayacaktır.

Bu noktada davet konusuna tekrar değinmek ve Bentham’ın faydacılık felsefesiyle konuya farklı bir bakış açısı getirmek istiyorum. Biliyoruz ki muhatabımızı işimize davet etmek için öncelikle onu dinlemek, sıcak noktasını bulmak ve network marketing yapma nedenini açığa çıkarmak gerekiyor. Bunun için sohbet esnasında muhatabı konuşturmak, sorulacak kısa ve net sorularla davet aşamasına gelmeye çalışmak gerekiyor.

İşte bu noktada acele etmemek, muhatabın dertlerini net olarak algılamak için çaba göstermek temel kriterdir. Peki muhatabın derdini, sıkıntısını öğrendikten sonra nasıl yapalım da Bentham’ın faydacılık felsefesini davetimiz için bir anahtar gibi kullanalım?

Faydayı Göster, Acıdan Kurtar

Öncelikle muhatabımızın derdini öğrenmemiz, onun bize açılmasını sağlamamız sonrasında o konuyu deşmemiz, biraz daha üzerini açmamız gerekir. Sizlere tavsiyem, davet esnasında önce faydaya yani güzelliklere odaklanmanız, sonrasında ise kişiye acıyı gösterip onun yaşadığı sıkıntıdan, acıdan kurtulmasını, oradan uzaklaşmasını sağlayacak yolu gösterebilmenizdir.

Sohbetiniz esnasında, karşınızdakinin derdini tespit ettiyseniz artık güç ve kontrol size geçmiş demektir. Örneğin muhatabınızın sorunu ailesine yeteri kadar zaman ayırmamaksa bu soruna Bentham’ın fayda ve acıdan sakınma prensiplerini kullanarak aşağıda açıklandığı gibi yaklaşabilirsiniz:

Sorunu tespit sonrasında ilk sorunuz kişiyi olumlu bir ruh haline sokmalı, faydalı ve güzel bir hayal kurmasını sağlamalıdır. “Yeteri kadar zamanınız olsaydı ailenizle neler yapmak isterdiniz? Çocuklarınızla nasıl vakit geçirirdiniz?” gibi sorularla muhatabınızın olumlu hayaller kurmasını sağlayabilirsiniz. Sözünü kesmeden onun bu hayallerini anlatmasını ve mutlu olmasını sağlamanız doğru bir hareket tarzı olacaktır.

Akabinde muhatabınızı acılı bir ruh haline sokacak ikinci bir soru hamlesine girişmelisiniz. Çünkü ikinci aşamada ona acısını hatırlatıp onu acıdan sakındıracak bir çözümle baş başa bırakmanız gerekecektir. Örneğin muhatabınız, zamanı olsaydı ailesiyle geçireceği güzel vakitlerin hayalini size anlatmaya koyulmuşken sorunuzu birden bire değiştirebilirsiniz. Ona vakti olmadığı için hayallerindeki güzellikleri yapamadığını hatırlatabilirsiniz. Mevcut şartlarını hatırlattıktan sonra, “Zamanınız olmadığı içi ne gibi sorunlar yaşıyorsunuz? İleride de bu sorunlar artarak devam etmeyecek mi? Mevcut şartları devam ettirmeniz halinde bu soruna bir çare bulmanız mümkün mü?” gibi sorular yöneltebilirsiniz.

İyice acıya gark olan ve duygusal olarak zayıflamış olan muhatabınıza çıkış yolunu yani çözümü göstermek tam da bu esnada hayır diyemeyeceği bir davet yaparak mümkün olabilir. Davetiniz çok basit ama etkili bir soru ile başlayacaktır:  “Bu konuda size yardımcı olmamı ister misiniz?

Bu soruyu sormak size davet esnasında çok olumlu geri dönütler sağlayacaktır. Çünkü bu soru, bir çıkmaza düştüğünü hisseden kişinin elinden tuttuğunuzun en güzel göstergesidir. Bu konudaki detaylı bilgiler için NETWORK MARKETİNG DAVET YÖNTEMLERİ başlıklı yazıyı okumanız faydalı olacaktır.

Yazımızı Nietzsche’nin güzel bir sözü ile bitirelim. “Acı, içinde en az hazzın barındırdığı kadar büyük bir bilgelik barındırır.

Gelecek, fırsatları bugünden görenlere aittir. Sorularınız ve katkılarınız için sayfanın altındaki yorum bölümünden ya da sitemizde bulunan herhangi bir iletişim kanalını kullanarak bizlere çekinmeden yazabilir ve ulaşabilirsiniz. Sağlıcakla kalınız…

Bu İçeriği Paylaşın...

Son Yazılar

Son Yorumlar

Son Tweetler